Zınayda
Kaluga’da
Karanfiller erken ölür Zınayda
Şiirler güdük kalır
Uzayan yalnızlıkta
Yalnızlık şeytan üçgeni
Peşimden sürüklenir
Aktığım mecrâlara...
Sana
sensizliği gösteren
bir aynadır gözlerim
Loş odalara sığmaz fanusum
Hüzün oğul verir
Her sonbahar Zınayda
Sır damlar eteğinden
Ay yüklü gecelerin
Ben bana yabancı
Gençliğimi kusarım
iğrenç ellerine ân’ın
Kadınlar güzel
Biliyorum Zınayda
Güzelleştikçe ürkütüyor beni
Hayat kadınlarla...
Onu da biliyorum;
Ama,
Sevemiyorum Zınayda
ANLIYOR MUSUN?
Taş duvarlar diyorum
Sevmeyi bilir mi,
“DUA” yı
Ağlamayı bilir mi Zınayda
İhtimal ki, sana benzer...
Duygular hadım edilmiş Zınayda
Çarmıha gerilmiş AŞK’lar
Kayıtsız dudakların yadigârı
acılar...
Ve anılar
yaşam ağacından arta kalan
yapraklardır...
Kaygılar taşırım
gözlerine dâir
Ürkünç
esrik
ve uçuk...
Cehennem değil onlar
Biliyorum Zınayda
Bir mankurt hissizliği
oysa tüm insanlarda...
Zaman bir anafordur
Yutar beni ânbeân
Ben sensiz sana mahkum
Kirli libâslarımı soyundum
AŞK içre
yorgun
GİDİYORUM...
“Elveda prensesim”
BİN ELVEDA
ZINAYDA!...